AGİF tarafından yapılan yazılı bir açıklamada “Alman devleti göçmenlere yönelik ırkçı, ayrımcı politika ve uygulamalarından derhal vazgeçmelidir” denildi.

Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:


“Avrupa’nın sözde demokratik ülkesi Almanya’da göçmenler, hem bir dizi ayrımcı ve ırkçı yasanın kıskacı altında, hem de ırkçı faşist saldırıların hedefindedir.

1990 yılından bu yana en az 182 kişinin yaşamını kaybettiği bu saldırıların perde arkasında devlet destekli faşist NSU çetesinin olduğu gerçeği artık gizlenemez hale geldi.


2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiye kökenli, biri Alman, biri Yunanlı olmak üzere 10 kişinin katledilmesinden sorumlu tutulan faşist NSU çetesi davası halen devam ediyor. Dava devam ettikçe davayla ilgili hukuksuzluk ve kamuoyunun vicdanını sızlatan uygulamalar da deşifre oluyor. Ancak pek çok kirli ilişkiler yumağı, halen açığa çıkarılmayı bekliyor.


Almanya gibi bir “polis devleti”nde yıllarca bu cinayetler, kasıtlı olarak, burjuva medyanın da desteğiyle “mafya hesaplaşması”, “dönerci cinayeti” olarak adlandırıldı. Somut delillerin izini sürmek  yerine yakınlarını kaybedenler gereksiz sorgulamalara maruz bırakılarak bir kez daha mağdur edildi. Göçmen medyasına uygulanan gizli sansür skandalıyla başlayan bu dava, skandallarla devam ediyor. İki Nazi NSU üyesinin bir karavanda intihar edinceye kadar Alman istihbarat örgütü bu çeteyi kasıtlı olarak görmezden geldi. Alman istihbarat örgütünün gerçekleri gizlemek için pek çok belgeyi imha ettiği de davada açığa çıktı.


Davanın tek tutuklu sanığı Beate Ztschaepe’nin dışındaki diğer üç sanığın, ağır cezalarla yargılanmasına rağmen halen tutuklanmaması da ayrı bir hukuk skandalıdır.


Beate Ztschaepe, rahat tavırlarıyla yargılanırken, çete içerisinde faaliyet yürüten devlet görevlileri ve cinayeti örtbas edenler yargılanmıyor. Silah temin edenler ise davada sadece konu mankenidir. Çete üyelerinin dosyalarını kaybeden Anayasa Koruma Örgütü elemanları hakkında da tek bir suç duyurusu yok! Etkili soruşturma yapmayıp cinayetleri soruşturmayan polis teşkilatından da bahsedilmiyor.


Kamu vicdanı ve göçmenler, bu davada gerçek adaletin sağlanması için müdahil olmalıdır.

Gerçekler açığa çıkarılmalı, faşist çete örgütleri lağvedilmelidir.

Çete örgütlenmelerine çanak tutan ırkçı faşist yasalar kaldırılmalıdır.

Alman devleti göçmenlere yönelik ırkçı, ayrımcı politika ve uygulamalarından derhal vazgeçmelidir.


Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) olarak, Solingen ve Möln davalarındaki gibi bu davada da gerçeklerin örtbas edilmemesi için, tüm göçmen örgütlerini, insan haklarına duyarlı Alman parti ve örgütlerini, ilerici Alman kamuoyunu daha fazla duyarlı olmaya çağırıyoruz...”