Sertaç Aktan / Brüksel


Çavuşoğlu'nun herhangi bir raportör veya Avrupa Birliği Konseyi yetkilisi ile bir araya gelmemesinin, 2014’ü "AB Yılı" ilan eden hükümetin işini oldukça zorlaştıracağı söyleniyor.

Soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, “Daha önceki ziyaretlerimizde birçok komiser ve yetkili ile görüşmeler yaptığımız doğru. Bu sefer ki ziyaretimizin esas amacı Karma Parlamento Komisyonu (KPK) toplantısıydı. Stefan Füle de o toplantıya geldiği için, ikili bir görüşme yapmamız da kaçınılmazdı. Gerçek muhatabım da zaten genişlemeden sorumlu komiserdir. Dolayısıyla bu işi başka yerlere çekmenin hiçbir anlamı yok” dedi.

AB nezdinde son derece iyi temasları olduğunu, bunların küçümsenmemesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Reding’in daha önce de bakanlarımıza randevu vermediğini zaten biliyoruz...Niye görüşmedi onu kendisine sormak lazım. Bu gerçekten yapıcı bir yaklaşım değildir. Sorumlusu da biz değiliz.”

Bakan olarak ikinci ziyareti

Mevlüt Çavuşoğlu, AB Bakanı olması sonrası ikinci kez Brüksel'i ziyaret etti. Çavuşoğlu ilk gün sadece Brüksel’deki Sivil Toplum Kuruluşları (STK), Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Tüm Sanayici ve İş Adamları (TÜMSİAD) temsilcileri ile görüştü.

AB Bakanı ikinci gün ise sadece 74. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu’nun ilk oturumuna katıldı ve Stefan Lüle ile oturum kapsamında bir araya geldi.

Çavuşoğlu’nun bu kadar az sayıda AB yetkilisi ile görüşmesinin Brüksel’deki havanın Türkiye aleyhine dönmesiyle alakalı olduğu ve başta Komisyon Başkan Yardımcısı ve adalet ile temel haklardan sorumlu üye Viviane Reding olmak üzere bazı yetkililerin Çavuşoğlu’nun görüşme talebini birden fazla kez reddettiği öğrenilmişti.

Türk yetkililer ise görüşme taleplerinin AB’deki seçim süreci nedeniyle yaşanan yoğunluk nedeniyle geri çevrildiğini söylüyor. Geçmişte ise 2013 yılı ortalarına dek, Türkiye’den gelen bakanlar Brüksel'de gün boyunca Avrupa Birliği Konseyi ve Avrupa Komisyonu yetkilileri ile Avrupa Parlamentosu üyeleriyle görüşmeler yapıyorlardı.

Gezi Parkı protestoları sonrası karşılıklı iptal edilmeye başlanan ziyaretler ve temaslar, 17 Aralık süreci sonrası durma noktasına gelmiş gibi görünüyor.