Türkiye'de demokratik ve sol muhalif sesleri susturma operasyonlarının bir parçası olduğu ileri sürülen AB-Türkiye kirli işbirliği sonucu son tutuklamalarla ilgili, Avrupa Sürgünler Meclisi'nin ( ASM) yayınladığı basın açıklamasına yer veriyoruz.

İşte o açıklama:

Avrupa Birliği ülkeleriyle Türkiye arasında mülteciler konusunda anlaşmaya varıldı. AKP Hükümeti yüksek miktarda para, ülke vatandaşlarına vize muafiyeti ve AB’ye üyelik sürecinin hızlandırılması karşılığında; Türkiye’den Yunanistan’a -kış şartlarında bile- günde bin kişiye ulaşan mülteci akınını denetim altına almayı kabul etti.

Bu anlaşma AB ile Türkiye arasındaki insan pazarlığının görünen yanını oluşturuyor. Görünmeyen yan ise, AB ülkelerinde politik olarak aktif sürgünlere yönelik uygulamalardır. Son örnekler olarak Almanya’da ATİK üyesi on kişinin gözaltına alınması, Mehmet Yeşilçalı’nın Almanya’nın isteği üzerine İsviçre’den bu ülkeye gönderilmesi, İngiltere’de politik mülteci İlhan Karatepe’nin gözaltına alınması gösterilebilir.

Konu Türkiye’nin yıllardan beri keyfi olarak çıkardığı Uluslararası Yakalama Emri (Kırmızı Bülten) sınırlarını da aşarak, “başka bir ülkede terörist bir örgüte üye ya da destek olmak” kapsamına ulaşmıştır. Hangi örgüt neden teröristtir, bunu AKP belirlemekte, AB ülkeleri de kabul etmektedir.

Türkiye mülteciler konusunda sahip olduğu avantajı değerlendirerek AB ülkelerinden taleplerde bulunuyor. Sürgünlere ve genel olarak muhaliflere yönelik takibatın artırılması gibi konular yazılmaz, yapılır ve böyle bir anlaşmanın varlığı da ancak uygulamalarda görülebilir.

Yakın gelecekte bu tür uygulamaların artmasını bekliyoruz.

Bilinmeyen bir konuda ortak çalışma ve dayanışma da sınırlı kalacağı için, kısa vadede önemli olan insan pazarlığının görünmeyen yanının bilince çıkarılmasıdır.

12 Eylül 1980 sonrasında olduğu gibi, Avrupa ülkelerinde Türkiye’deki yönetime muhalif herkese karşı önlemler geliştirilmeye başlanacağı günler uzak değildir.

Konuyla ilgili bütün kişi ve kuruluşları duyarlı olmaya çağırıyoruz.