Avusturya siyasetinden Türkiye’de yapılan referandumun ardından Türkiye ve Avusturya’da yaşayan Türkler ile alâkalı açıklamalar gelmeye devam ediyor.

İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka; Türkiye gibi veri paylaşmayı reddeden ülkelerin vatandaşlarına ancak ülkesi veri paylaşma sözü verirse Avusturya vatandaşlığı verilecek dedi.

Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu Bakanı Johannes Hahn, Avrupa ülkelerine Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirme ve ortak bir siyaset belirleme çağrısı yaptı.Hahn Türkiye’nin Avrupa için tehlikeli hale geldiğini ve Avrupa değerleri ile hiç bir uyumunun kalmadığını söyleyerek, Türkiye ile sadece ekonomik anlaşmalar yapılmasını, sosyal içerikli anlaşma ve görüşmelere gerek olmadığını açıkladı.

Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Türkiye’yi Avrupa’nın bir parçası olarak görmediğini ifade etti.

Avusturya’da Belçika, Hollanda ve Almanya gibi Türkiye’de idamın geri getirilmesine ilişkin referandum yapılırsa temsilciliklerinde oy kullanılamayacağını açıkladı.

Avusturya’daki Türk vatandaşlarının Avusturya sınırları içerisinde oy vermesinin yasaklanmasını isteyen NEOS partisi Türkiye siyaseti ile ilgilenenlerin gidip Türkiye’de oy kullanmasını, Avrupa değerlerine karşı olan Türklerin ise derhal Avusturya‘yı terk etmesini söyledi.

FPÖ Başkanı H.C. Strache, Bir çok kurum ve makamdan aldıkları bilgiler ile çifte vatandaş olan 46 bin Türk’ü belirlediklerini ve hükümetin bu kişileri derhal Avusturya vatandaşlığından atması gerektiğini ifade etti. Aşağı Avusturya eyaletinde FPÖ’nün çifte vatandaşlık olayının farkına varmasından sonra bu olayın üzerine gitmeye başladı.

Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, insanların giyim ve kuşamlarına karışmanın yanlış olduğunu, her kadının başörtüsü takabileceğini söyledi.

Avusturya‘da çifte vatandaşlık uygulaması yoktur. Ama Türkiye tarafından yürürlüğe sokulan  mavi kart uygulaması var. Avusturya da çifte vatandaşlıkdan dolayı mağdur olanlarda var. 2012 yılında Tirol eyaletinde Avusturya  vatandaşı olan bir Türk kadını, vatandaşlığı aldıktan sonra bir yıl sonra Türk vatandaşlığına tekrar müracaat ederek geri alıyor. Bu davranış kanunen Avusturya vatandaşlığını kaybetmesine sebeb oldu.  2015 yılında Tirol’de 24 kişinin Avusturya vatandaşlığı iptal edilerek, vatandaşlıkları geri alındı. 10 kişi ise mahkemeye başvurarak kararın durdurulması için dava açtı. Davaları sürüyor.

T.C İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Avrupa ile yaşanan krize ilişkin olarak “Avrupa’ya her ay 15 bin mülteciyi gönderelim de akılları şaşırsın” dedi.

16 Nisan öncesi ve sonrası devlet düzeyindeki tartışmalara Avusturya’da yaşayan Türkler'de katıldı.

Avusturya’nın birçok şehirlerinde cami ve mescitler var.  Şu an Avusturya’nın bütün bölge ve şehirlerinde Avusturya İslam Cemaati’ne bağlı 350 cami ve mescit var. Burka giymek yasaklandı. (giyenlere 150 euro ceza)  Başörtüsü takmak resmi olarak yasak değil. 

Türk sosyal medyasında paylaşılan kin ve nefret yazıları...

Avusturya İslam Cemaati Başkanı (IGGİÖ) İbrahim Olgun, Avusturya’da kamu kuruluşlarında başörtü giyme yasağı ile ilgili olarak bakın ne söylüyor;

”Eğer Avusturya’da herhangi bir başörtü yasağı getirilirse, bu bizim için bardağı taşıran son damla anlamına gelir.”

Cemaatin diğer üyelerine yazdıklarına bakalım bir de…

“Alsınlar memleketlerini başlarına çalsınlar soysuzlar. Ne mutlu bana HAS TÜRKÜM”

“Benim memleketimi sevmemin onlara ne zararı var!! Onlar önce sokaktaki köpek bokuna çözüm bulsunlar!!!!!”

“Bir Avusturya vatandaşı olarak ne mutlu Türküm diyene. Türkler'le kafayı bozmuşlar, kuyruğunuza iyi basmışız herhalde.”

„Hiç sorun yok:) el koysunlarr amaaaa bir şaartlaaa el koydukları evlerinnn kredilerini de ödesinler bir zahmet o.c…”

“Acaba atacakların ödenen sigortalarını verecekler mi?”

Bir Avusturya vatandaşı olarak ne mutlu Türküm diyene.Türkler'le kafayı bozmuşlar kuyruğunuza iyi basmışız herhalde.

Genellemeyelim ama bizim insanımıza ver gaz (şimdilerde moda: ver mehteri) arkadan seyret akıbeti düşünmez.

Allahım şunlara öyle bi bela ver ki, bizden uzak gitsinler. Bizi unutsunlar, bune ya hergün türklerle yatıp Erdoğan‘la kalkıyorlar

Türkler'le kafayı bozmuşlar kuyruğunuza iyi basmışız herhalde. Yürüü kereste müdürü, İstanbul'da tinerciler seni bekliyor. Havla it oğlu it, ısıracak köpek dişini göstermeeeezzz. Bi bok yiyemezsiniz

Havla dur NAZİ köpek boş boş konuşuyor sen ancak Türkler'in b..unu yemeden başka bir şey bilmiyorsun afiye olsun.“

Irkçılığın ve dinciliğin kol gezdiği koşullarda ve zamanlarda, insanın neye inanıp inanmadığı ne kadar insani bir davranışsa, inananların inanma hakkı da bir o kadar insani bir davranıştır. Avrupa şehirlerinde inananlar, inanmayanlara kindarlık yapmasın, tekbir sesleri getirmesin. İslam dini Barış ve hoşgörü dinidir diyenler, farklılıkları sevsin ve savaşa dur diyebilsin.

Dini inancı, davranış ya da giyimi ve o gelenekleri paylaşanlar Hak ve özgürlüklerin evrenselliğine kindarlık yapmasın.  

Hak ve özgürlüklere sahip çıkmak bir insani zorunluluk değil mi? İnsan hakları haysiyet ve vicdan meselesi değil mi?.

Siyasal kindarlık

Cemaatciler ve milliyetçiler; Emek ve alınteri ile yaşayanlarla nerede kaynaşıyor, neyi ortaklaştırıyor, Avusturya’da nasıl yaşıyor, yaptıkları davranışlar ve konuşulan kindarlık niçin sorgulanmıyor? Neden, emekçi insanların haklarını ayaklar altına alabiliyor ve/ya alınmasına seyirci kalıyorum diye soramıyor? İşte sorgulama kültürü olmayanlar bu tavırlarıyla Avusturya’da kindarlık duygusuna ve duruşuna kilitlenmiş durumda...

Bugün yaşamakta olduğumuz göçmen ellerde“duygu ve duruş çatlaması”nı ifade edecek olursak o da hastalıklı kişilik bölünmesidir.

Bunların Avusturya’da yaşayış tarzları, töreleri, kültürel duruşları ve/ya davranışları kindar bir duruştur. Hak ve özgürlükleri, emekten yana politikaları savunmak ya da benimsemek gibi bir duyarlılık söz konusu değil. Tam tersine sokaklarda emekten yana olanlara şiddet uygulayarak, sloganlar atarak, kindarlıklarını sergilediler. Viyana’da  „demokrasi yürüyüşü“ yaptılar. Ama ne hikmetse yürüyüş güzargahında saldırganlaştılar. Viyana ağır ceza mahkemesi şiddete bulaşanlara çok büyük para cezaları kesti ve 15 yıla kadar hapis cezası istedi.

"Avrupa gelsin bizden demokrasi öğrensin" diyen kindarlar için çapsızlık kelimesi çok yetersiz kalır. Herhalde "Anadolu çomarı" dedikleri bu olmalı.

Avusturya’ya ne yapacağımızı biliyoruz diyorlar. Bütün bu efelenmelerden ve geçen süreçten anladığımız toplu halde Osmanlı takımı çıkartmaya teşvik etmektir.. Bu da olsa olsa onların ver gazı çapını göstermektir..

Avusturya’da siyasette ve sokakta vaziyet böyle işte…