Son dönemde moda deyim.

Çok güzel.

Yağmurdan önce şimşekler çakar.

Ardından gökler gürültüyle yarılır.

Sıcak yıldırımların ardından serin bir rüzgar eser, tozu toprağı savurur, ağaçları silkeler, düşemeyen yaprakları indirir.

Sonra hava kararır.

Ardından damlalar düşmeye başlar tek tek.

Sonra bastırır tufan, sulu sepken, sağanak.

'Aşk ile' modası da yağmur öncesi çakan şimşekler gibi. Sağda solda, bulutların arkasında sürekli çakıyor.

Devamı gelecektir.

İlk büyük yıldırım Gezi'de vurmuştu.

'Aşk ile' nedir, nasıl olacak, biraz bu konuyu irdelemek gerekli, artık zamanıdır.

İnsan aşık olur. Aşkın yeri zamanı, planı programı olmaz. Vurdu mu vurur.

Aşk insanın içindeki yaşam enerjisidir. Atalarımızdan bize yegane yadigar kalan, miras olan, büyümek isteyen çocukları büyüten enerji.

İnsanın bedeninde 5 çakra var ve hepsi bu enerjiyle çalışıyor.

1. Çakra insanın en altında yer alır, katı atıkları sevk ve idare eder.

2. Çakra insanın cinsel organındadır, idrar ve döllenmeyi sevk ve idare eder.

3. Çakra göbek bağıdır, anneyle olan bağımızın devamıdır, içeriye gömülmüştür ama halen en aktif bölge olduğu için en hızlı büyüme göbekte olur.

4. Kalp çakrası babanın sulbüyle olan bağdan oluşur. En ince en hassas ışık tellerinden oluşan bir enerjiyle çalışır.

5. Çakra, boğazımızda ses, nefes, nefs, tad, sözü oluşturan mekanizmadır.

kafadakilere geçmeye gerek yok, vücutta kalalım.

Şimdiye kadar spiritüel akımların hepsi ve tüm dinler en altta kalan atık kanalını esas ve başlangıç olarak aldılar ve hepsi de yanıldı.

Sadece Erenler kalp gözü, gönül gözü, aşk kapısı diye tanımladıkları 4. çakrayı, başlangıç olarak aldılar ve çok doğru yaptılar.

Kalp çakrasında aşk ile başlayan duygu, muhteşem bir alev topudur, ışıktan, kıvrıla kıvrıla uzanan bir yol.

Bu ışık sarmalını yukarı çıkarmayı beceremeyen insanoğlu, en kolay, en kestirme yoldan, cinsel çakradan dışarı çıkarmayı öğrendi. Kimileri Hristiyanlar gibi cinselliği mekruh, şeytani ilan ederken, kimileri de kutsadı, Fransız aşkı gibi.

İşin esası, aşk köklerden gelen yaşam enerjisi ve tekrar köklere döndürülmesi gereken bir kudret.

Eğer bunu başarabilirsek, yani adına aşk dediğimiz yaşam enerjisini kalp çakrasından yukarıya, atalara, erenlerin açmış olduğu yoldan geri döndürebilirsek;

Karacaoğlan oluruz.

Gördüğümüz her güzel kadın,

gördüğümüz her güzel erkek,

gördüğümüz her kuşun kanat çırpışı,

gördüğümüz her yağmur tanesinin toprağa dokunuşu,

gördüğümüz her çiçeğin boynunu büküşü, yüreğimizde bir aşk telini titretir.

Duyduğumuz her çocuk sesi,

duyduğumuz her ninni,

duyduğumuz her kuş sesi,

kalbimizi oynatır.

Her gül kokusunda, her kavun kokusunda, heyecanlanırız.

Tadlar kokular, sesler, renkler her biri gökkuşağında aşka karşılık bulur.

Dünya'daki suyun hareketlerinden sorumlu olan Ay dede, içimizdeki aşk suyunu da kontrol etmektedir. Bırakalım, eğer biz kendimiz idare edemiyorsak, Dedelerin Dedesi Ay Dede, bizim adımıza bizi yönetsin.

Ama sakın ola aşkı 2. çakrada, idrar yollarında kaybetmiş Fransız, Amerikalı entelektüellerine bırakmayın,

Ve asla ve katta, ortadoğunun 1. çakranın batagına batmış dinlerine teslim etmeyin.

Yaşadığınız aşkı, ganimet bulmuş gibi koruyun sevin, elinizden bırakmayın.

Bir kişiyle o muhteşem ateşi söndürmeyin, küstürmeyin, kimse tek başın baş edemez.

Sevdiklerinizi işte o gerçek aşkla sevin,

dokunduklarınıza o aşkla dokunun,

konuşurken o aşkla dokunun,

bakarken o aşkla bakın.

İnanın o ateş, o duygu kendine layık olan kuşu, ağacı, taşı, dağı, insanı size çeker, layık olmayanları sizden kaçırır.

Bırakın, siz aşkı değil, aşk sizi sarsın.

Aşık olduğunuz kişi aradığınız gerçek kişi değil, bilesiniz. O, sadece o an aynı frekansta buluştuğunuz birisi. Ne onun başını yakın, ne de kendi başınızı.

Amma illa yaşamak istiyorsanız.

Amerikan filmlerinde oral evreden öte geçemeyen Boysların yaptığı gibi hemen yemeye ve tüketmeye yönelmeyin.

Aşkla bakın, saçların teline, dudakların kıvrımına, gözlerin rengine, kirpiklerin oklarına, günlerce, konuşmadan, sadece seyredin. Gözlerinizle yanın.

Sevgilinin kokusuyla dolun, yeşil elma gibi kokusunu içinize çekin, gülden yumuşak ellerine dokunun,

Pınarlardan arı sesini dinleyin, birlikte şarkılar söyleyin ve dinleyin.

Tüketmeden birlikte eriyin, çoğalın, aşk olun.

Yeryüzü aşkın yüzü olsun.

Aşk ile.