Adil Yiğit / Almanya


Avrupa’da uzun senelerdir yanyana gelememiş sürgünler,Adnan Keskin'in cenaze töreninde buluştular. "Bizi cenazelerimiz mi yan yana getirecek ?" sitemlerinin de yaşandığı anmada, 12 Eylül darbesine karşı nefret, üst boyutlardaydı.

Sunumu Hıdır Kalay’ın yaptığı salonda, bir köşede Adnan’ın aile resimleri ve dostlarının onun hakkında yazdıkları anı defteri, yanıbaşında ise, en son içtiği rakı şişesinin masada kırmızı güller ve karanfiller arasında durması dikkat çekti.


CENAZE SALI GÜNÜ TÜRKİYE’YE GÖNDERİLİYOR

Cenazesi salı günü Türkiye’ye gönderilecek olan Adnan Keskin üzerine yapılan konuşmalarda, "o’nun hapsedilen bir demokrasi savaşçısı olduğu ve Artvin ile Erzincan Askeri cezaevlerinden tünel kazarak özgürlüğe adım attığı" vurgulandı.

 Toplantıda Adnan Keskin’in aile dostu Kemal Uzun, duygu dolu bir konuşma yaptı. "Artvin gibi toprağın az, kayanın bol olduğu bir coğrafyada cezaevinden kaçmanın her baba yiğidin başarabileceği bir olay olmadığını, Adnan’ın bunu başardığını, devrimci mücadelesine devam edebilmek için Erzincan askeri cezaevinden firar ettikten sonra aç ve susuz günlerce Şavşat'a kadar yürüdüğünü" belirtti .Devamla, ülkenin her yanında kol gezen zulüm ve katliamlar sonucu, yurt içinde yaşam alanının daralmasından sonra sürgün olarak Almanya’ya ( Köln) geldiğini, burada. Türkiye –Almanya İnsan Hakları Derneği – TÜDAY başta olmak üzere, "Erinnern und Handeln für die Menschenrechte" adlı insan hakları ile ilgili bir kuruluşlarında çalıştığını söyledi.

 "EVDEKİ KEDİLERi ADNAN’IN ÖLDÜĞÜ GÜN, ONUN YASTIĞINDAN BAŞINI KALDIRMADI" 

 Eşi Neşe ise, o‘nun "bir özgürlük savaşçısı" olduğunu söyledi. Ama "bu tutkusunun çevresinde bulunan tüm canlılar için de geçerli olduğun"a vurgu yaptı. Evlerindeki kediye tanıdığı özgürlükten dolayı, kedinin en fazla o‘nu sevdiğini ve cuma sabahı kedilerinin Adnan’ın yastığından başını bir an olsun bile kaldırmadığını aktardı.  Neşe Keskin, eşinin son güne kadar bir sosyalist  olarak yaşadığını, düşünce özgürlüğünü, insan haklarının önemli ilkelerinden biri olarak gördüğünü, her zaman demokratik bir toplum arzuladığını vurgulayarak,“ Bu acı günümüzde  Adnan’ı yıldızlara uğurlamaya gelen tüm dostlara teşekkür ediyorum“ dedi.

Alman iş arkadaşlarının övgüyle anlattıkları Adnan Keskin ile ilgili son olarak gençlik yıllarından yakın arkadaşı olan yazar Doğan Akhanlı , birlikte oldukları yıllardan  kısa kesitler sundu. „Adnan ile 12 Eylül öncesi devrimci mücadele uğruna gittiğimiz bir köyde o’nu, önce Türkçe sonra da Gürcüce konuşurken dinlerken hiç birşey anlamadım.

Ama, o gün Türkiye’nin çok kültürlü bir mozaik ülke olduğunu ilk kez fark ettim. O gün, Adnan ile nasıl gurur duyduğumu anlatamam“ derken, yer yer göz yaşlarına hakim olamadı. Akhanlı sözlerini bitirirken, „Eğer bugün aranızdaysam ve çeşitli kitaplar  yazmışsam, Adnan ve Neşe’nin dostluklarının özel rolü sayesindedir. Türkiye’de aranır durumda iken onların yardımları olmasaydı,  belki bugün aranızda olamazdım“ dedi. Akhanlı'nın duygulu konuşması alkışlanırken salonu buruk bir hüzün doldurdu.

Adnan Keskin’in anmasında yakın yoldaşları ve aile dostlarının yanında, tanınmış halk ozanı Ali Asker, NRW eyalet milletvekili Arif Ünal,  (Yeşiller), Prof.Gazi Çağlar, yazar yönetmen Hayri Argav, araştırmacı yazar İlhami Yazgan, 68 kuşağı devrimcilerinden Atilla Keskin, eski Türkiye ve Almanya İnsan Hakları Derneği Başkanı Şakir Bilgin,


Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu genel başkanı Turgut Öker ile birçok tanınmış şahsiyet katılırken, kurum olarak;   Erinnern und Handeln für die Menschenrechte  , (Adnan Keskin’in çalıştığı insan hakları kuruluşu) Özgürlük ve Dayanışma Avrupa ile Avrupa Sürgünler Meclisi ve TÜDAY yer aldı.