Haber-Yorum / Filozan



“Kadın eli değen her şey güzeldir” diye boşa denmemiş...

Ve, yaklaşık yarım asırdan beri, binlerce şiir yazmış birisi olarak, tüm ince işler ve sanatlar gibi, şiirin de “kadın işi” olduğuna ve olması gerektiğine bir kez daha karar verdim...

 (......)

 Dün, Hamburg “Şehrazat Kadın ve Sanat Derneği” tadına doyulmaz bir “şiir ve müzik dinletisi” sundu ve koskoca üç saatlik süre, sanki üç saniye imiş gibi, göz açıp kapayana dek gelip geçti...

 

 Açılış konuşmasının ve şair hanımları tanıtımın Kürtçe, Türkçe ve Almanca yapıldığı programda, sunum zenginliğinin yanı sıra, tanıtılan şair bayanların çokluğu da dikkat çekiciydi...


Özellikle Fatma Altındağ, Zeynep Sönmez ve Meryem Gökduman'ın kendi seslerinden okudukları şiirleri güne damgasını vurdu.


 ***

 Tanıtım aralarında üçlü kadın korosunun okuduğu şiirler, Christiane Orhan ve Renate Malkowski ikilisinin saksafon ve akordiyon eşliğinde söylediği şarkılar dinlemeye değerdi.

Hemen hemen her dilde şarkı söyleme yeteneğine sahip eşsiz ses sanatçısı Leman Stehn Hanım’ın gitarıyla sunduğu Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Almanca şarkılar, duygu dünyamızda tarifsiz esintilere yol açtı...

 ***

 Hamide Scheer, Kadriye Baksi, Gülcan Çantay Çiftlik, Semra Çabuker, Hanni Yılmaz ve Leyla Zeryan hanımların sunum, tanıtım ve tercüme yaptıkları 7 kadın şair kadın sırasıyla şunlardı:

 

SAPPHO (Safo): 2600 yıl kadar önce Midilli Adası’nda yaşamış olan kadın şair.

 Safo, bizlere dünyanın ilk kadın şairi olarak tanıtıldı ama, tarih bize ondan yaklaşık olarak 2 bin yıl kadar daha yaşlı olan Enheduanna’dan söz eder...*

 ASLI SERİN: 1977 Adana doğumlu, aykırı ve pervasız bir şair olup, şiirleri okunmaya değer bir şair hanım...

 

DİLEK AKDAĞ (programa katılan tek şair hanım): 1980 Adıyaman doğumlu, Kürt ve Alevi kökenli olup, Berlin’de yaşamakta. 2005 yılında Almanya’ya ilticacı olarak gelmiş ve lânetli ilticacılığın bütün acılarını ve kahrını şiire dökmüş, son derece mütevazı ve mülayim bir kişiliğe sahip...Kürtçe tercümesini Leyla Zeryan’ın, Türkçesini ise kendisinin okuduğu “Çığlık” adlı şiiri, izleyicilerin ruhunda unutulmaz izler bıraktı...

 

DİDEM MADAK: 1970 İzmir doğumlu. Olağanüstü duygulu ve cesurca şiirler yazmış olan bu şairemizi 2011’de, yani henüz 41 yaşında yitirdiğimizi öğrenince, onunla hiç tanışmamanın yanı sıra, onu tanımamış olmamı(zı)n utancı, erken ölen her şairin ölümünden hepimizin sorumlu, hatta bir parça suçlu olduğumuz kanısı, hayat dolu bu şair hanımın erken ölmüş olmasında da kalbimi(zi) kanatıp, vicdanımızı acı acı sızlattı...

 

GÜLTEN AKIN: 1933’te Yozgat’ta doğmuş olup, Türkiye’nin en meşhur şair hanımlardan birisidir. Şiirleri özgün ve yüreklicedir...

 

SENNUR SEZER: Gülten Akın gibi o da Türkiye’de hayli tanınan, meşhur bir bayan şairimiz.

 

BERFİN JELE (Hediye Yıldız): Dersim’de doğmuş olup, şiirlerini Zazaca yazmakta. 12 Eylül 1980 faşist darbesinde iki kez tutuklanıp işkencelerden geçmiş olan yürekli ve dirençli bir şairemiz...

 

İZLEYİCİLERDEN İSİMSİZ ŞAİRLER: Sunucu bayanların ısrarlı istemi üzerine sahneye çıkan bayanların okudukları şiirler, profesyonel şair ve şairelerimizin şiirleriyle boy ölçüşecek düzeyde idi...

Gönül isterdi ki, bu nefis programda, “ilk işçi kadın şair” Yaşar Nezihe, Küba devrimine katılmış olan Celia Sanchez, Suriyeli Kürt şaire Jana Seyda, Hint ve Tamil gericiliğine karşı 25 yıl mücade edip sesini tüm dünyaya duyuran Salma ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen "Şair Star" yarışmasında finale kalan ilk kadın olan ve şiirinde fanatik din adamlarını ve şeriatçı fetvaları eleştiren Suudi çarşaflı ev kadını Hissa Hilal gibi cesur şair kadınlara da yer verilmiş olsaydı...

 (.......)

Yine de, tadı damağımızda kalan bu “şiir ve müzik şöleni”nde kendimizi “Kadınlar Şiir Cenneti”nde veya “Şiir Cumhuriyeti”nde hissettiren programın yapımcılarına, sunuculara ve şiirlerini zevkle paylaştığımız şair hanımlara ne kadar teşekkür etsek, o kadar azdır...

 Beyinlerine, yüreklerine ve gönüllerine sağlık...