İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya tarihinin en kanlı ırkçı terörünü gerçekleştiren Nasyonal Sosyalist Yer altı (NSU) terör örgütünün 9 Haziran 2004'de Köln'de Türk mahallesi olarak bilenen Keup Caddesi'nde gerçekleştirdiği çivi bombalı saldırısı üzerine çekilen sinema belgeseli Hamburg'da ön gösterimde tanıtıldı.


'KEUPSTRASSE'DEKİ KUAFÖR' BELGESELİ GÖSTERİLDİ


25 Şubatta Almanya genelinde vizyona girecek filmde, onlarca kişinin ağır şekilde yaralandığı 2004'deki saldırı ve sonrası, saldırının baş mağdurlarından Özcan ve Hasan Yıldırım isimli kuaför kardeşler ve diğer mağdurların perspektifinden anlatıldı.

Filmde saldırı sonrası polisin mağdurların defalarca uyarısına rağmen suçluları ırkçı gruplar yerine mağdur ailelerin içinde aramasının insanların devlete olan güveni kırdığı gibi en az saldırı kadar derin yaralar açtığı belirtildi.

Film sonrası panel



Film gösterimi sonrası düzenlenen panelde Nasyonal Sosyalist Yer altı (NSU) isimli ırkçı terör örgütünün üçüncü kurbanı olan Hamburglu Süleyman Taşköprü'nün kardeşi Osman Taşköprü, 1992'de iki neonazinin kundakladığı Mölln'deki evde üç aile ferdini kaybeden ve kendisi ağır yaralı olarak kurtulan İbrahim Arslan, Hamburg Eyalet Parlamentosu Başkan Vekili Christiane Schneider, filmin yönetmeni Andreas Maus ve Keup Caddesi Her Yerde İnisiyatifi sözcüsü Charlotte Schwalb konuştular. Paneli ırkçılık araştırmacısı Lee Hielscher yönetti.

"Mağdurların güvenini kazanmak kolay olmadı"

Yönetmen Andreas Maus, mağdurların güvenini kazanmak için çok hassas davrandıklarını belirterek, "Mağdurlara siyasetçiler, kuruluşlar vesaire herkes bir şeyler söz vermiş, yardımcı olacaklarını söylemiş ama hiç kimse sözünde durmamış. Verilen sözler buharlaşmış. Dolayısıyla mağdurların haklı olarak kimseye güvenleri kalmamıştı. Kimse onların perspektifiyle yaşananlara bakmamış, bakmak istememiş. NSU terör örgütü 2011'de tesadüfen ortaya çıkana kadar herkes mağdurlara suçlu gözüyle bakmış" dedi.

"Hiç bir beklentim yok"



Ağabeyi Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001'de NSU Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos tarafından işlettiği Hamburg'daki bakkal dükkanında katledilen Osman Taşköprü, filmde gösterilen Keup Caddesi mağdurlarının yaşadıklarının birebir aynısı kendilerinin de yaşadığını ifade ederek, "Ağabeyimin öldürülmesinden sonra babamın polislere verdiği ifadede iki Alman tipli kişiyi gördüğünü ve olayın yabancı düşmanlığı olduğuna inandığını söylemesine rağmen, polis katili aile içinde aradı. Ben ve babam 10 saat sorgulandık. NSU ortaya çıktıktan sonra siyasetçiler bir yığın sözler verdi. Ama ailelerin isimlerin caddelerde yaşatılması talebi bile ciddiye alınmadı, hayata geçirilmedi. İki terörist öldü, biri Münih'te yargılanıyor. Güya tüm örgüt bu üç kişiden ibaret. Biz buna asla inanmıyoruz. NSU'nun destekçileri, ağları ve devlet içindeki bağlantıları ortaya çıkarılmadığı sürece sarsılan güvenimiz geri gelmez. Münih'teki yargılamadan hiç bir beklentim yok" diye konuştu.

"Mağdurlar figüran muamelesi görüyor"

İbrahim Arslan Almanya'da ırkçı şiddet kurbanlarının yakınlarının ciddiye alınmadığını ve adeta figüran muamelesinin gördüklerini belirterek, belirli anma günlerinde dahi aile üyelerinin siyasetçilerin şovuna malzeme edildiğini öne sürdü. Arslan, “Biz bu nedenle aile üyelerinin dahil edilmediği hiç bir anmayı kabul etmiyoruz" diye konuştu.