Yazar Levent Gültekin'in "Barış bildirisine imza atanlar kahramanlık yapmak istiyor" sözleri güne damgasını vurdu.

Köln'de 1989 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Türkiye-Almanya  İnsan Hakları Derneği (TÜDAY) tarafından düzenlenen Panel'e yoğun ilgi gösterildi.

Moderatörlüğünü çevirmen Çiler Fırtına'nın yaptığı etkinlik, Işılay Karagöz'ün açılış konuşmasıyla başladı. Salonu tamamen dolduran dinleyicilerin dikkatle izlediği panel, Neumarkt semtindeki Halk Eğitim Okulu (Volkshochschule) salonunda yapıldı.



Çiler Fırtına'nın, "Hendekler kazılırken devlet neden müdahale etmedi. Hendek kazanlar neyi kurtarmak istiyorlar. Neyi amaçlıyorlar?. HDP'nin ardındaki güç gerçekten barış istiyor mu?" AB ülkeleri gelişmelere karşı sessiz durarak kendi değerlerini mi ayaklar altına alıyorlar?" şeklindeki sorularıyla heyecanlı başlayan etkinlik, 3 saat boyunca pür dikkat izlendi.


Toplantı, akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı barış bildirisine imza attığı için, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından "aydın müsveddesi" sözleriyle hedef gösterilen, siyaset bilimci ve Hildesheim Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gazi Çağlar'ın konuşmasıyla başladı. Prof.Dr. Çağlar, Erdoğan'ın açıklaması üzerine, "Kes sesini Hitler bozuntusu" sözleriyle gündeme gelmişti.



BARIŞ BİLDİRİSİNE ALMANYA DA 4 BİN 300 AKADEMİSYEN İMZA ATTI

Çağlar konuşmasında, Türkiye'deki muhalif medyaya karşı sürdürülen susturma girişimleri ile yasaklara ve üniversitelerdeki kıyımlarla, tutuklamalara dikkat çekti. Almanya'da Hitler zamanında akademisyenlere uygulanan ağır baskılarla, Türkiye'yi kıyaslıyarak örnekler sundu. Çeşitli medya organlarına yaptıkları haberlerden dolayı cezaevlerinde uzun seneler tutuklu olan gazetecilerin akibetinin bilinmediğini açıkladı. Almanya'da dört bin üçyüz akademisyenin barış bildirisine imza attığına yer vererek, Avrupa ülkelerindeki dayanışmanın önemine vurgu yaptı.



GAZİ ÇAĞLAR: ÇILGIN DİKTATÖR HİTLER'E ÖZENİYOR

Güneydoğu'da adı konulmamış bir savaş hâlinin yaşandığını belirterek, "sokaklarda kadın cesetlerinin çıplak halde teşhir edilmesi, 400 bine yakın insanın mahallesini, evini ve ilçesini terk etmeye zorlanmış olması, içinde yaşadığımız savaşı başka türlü tanımlamanın mümkün olmadığını göstermektedir. Türkiye'nin geldiği nokta, akıl tutulmasıdır. AKP politikaları bizlere Orta Çağ koşullarını hatırlatmaktadir. Toplumun tüm kesimleri ağır baskı altındadır. Uluslaraarsı Af Örgütü ve İHD'nin yayınladıkları raporlar, AKP'nin uyguladığı baskıların hangi boyutlara geldiğinin göstergesidir" dedi.

Çağlar, "Erdoğan başkan olabilmek hırsıyla ülkeyi yangın yerine çevirdi. Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki, kendisine savaş bölgesinden fotoğraf gönderen ölüm komandolarına, "havyar gönderin onlara" yanıtını versin. Çılgın diktatör, Hitler'e özenmektedir. Faşist Hitler de SS komandolarına havyar göndererek, özel partiler düzenlemişti" dedi.

'BARIŞ BİLDİRİSİNE İMZA ATANLAR KAHRAMANLIK YAPMAK İSTİYOR'



Sıradışı yorumlarıyla dikkat çeken Levent Gültekin ise, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan akademisyenleri "kahraman olmak istiyorlar" sözleriyle eleştirdi. "Bildiri yazmakla bu işler olmaz. Yazdığınız bildiri toplumun tüm kesimlerine hitap etmelidir. 6 ay sonra erken seçim var. Hepimiz kurbanlık koyun gibi kesileceğimiz günü bekliyoruz. Birleşmezsek, ülke ya Irak yada Mısır olacak" dedi. Gültekin'in "Bütün dünya bilir ki, ülkeyi 80 yıldır Kemalistler yönetiyor. AKP'de bugün tersini yapmak istiyor" dedi. Buna karşılık Prof. Gazi Çağlar'ın, "Türkiye'yi 1950'li yıllardan beri sağ hükümetler yönetiyor. AKP'nin yolu da 12 eylül anayasası ile açıldı" yanıtı dikkat çekti.

LEVENT GÜLTEKİN: 'TÜRKİYE DE DEMOKRAT YOK'



"Önce demokrat ve iyi insan olunmalıdır" diyerek sözlerine devam eden Gültekin, "İnsan olamadığımız için, demokrat olamadık. Türkiye'de demokrat yoktur. Bu devlet hepimizi birbirimize düşman etti. Buna rağmen, devletin bütünlüğünü koruyarak iyi ve demokrat insanlar olmalıyız. Siz solculuğu, Kürt ve Aleviliği rozet olarak yakanızda taşırsanız doğru olmaz. Cemevi için demokrasi istediğiniz kadar, baş örtülüler için de istemelisiniz. Nasıl ki, imam hatip yasağına karşı çıkmazsanız, o da sizin taleplerinize uzak durur. Siz Kürtlüğü ve Aleviliği öne çıkarırsanız, diğerleri de Türklük ve Sunniliği tepki olarak karşınıza çıkarır." dedi. Gültekin'in, "Türkiye'de sanat, edebiyat, sinema ve roman kültürü yoktur. Duygularla dolu olduğumuz için sadece şiire önem verilmiştir." açıklaması sessizlikle dinlendi.

'HEPİMİZ HASTA VE ŞİZOFRENİYİZ'



Gültekin, "Birazcık demokrat olsaydık, bir tek adamın nasıl bu noktaya geldiğini anlardık. Nasıl oluyor da tek adam yargıyı teslim alıyor.? Demek ki T.C. kartondanmış. Yoksa nasıl oluyorsa tek adam rejimi kuruluyor kendimize sormalıyız. Bunda hepimiz suçluyuz. 100 yıl boyunca dinle olmaz diyenler ne yaptılar? Çürümüş bir toplum yarattılar. Haysiyetli bireylerin yetişmesi engellendi" dedi.



'TÜRKİYE DE KÜRT SORUNU YOK, TEK SORUN GERÇEK DEMOKRASİ'

Konuşmasına, "Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Alevi sorunu yoktur, tek sorun gerçek demokrasidir" sözleriyle devam etti. Gültekin, "Hepimiz hastayız, şizofreniz. Dinle bu işin olmayacağını gördük. Solculuk, Alevilik ve Kürtlük ile de olunmuyor. Ne zaman ki, solcular müslümanları anlarlarsa yeni bir Türkiye oluşturabiliriz. Geçmişte yaşanalara çizik çekmeliyiz"  dedi.



Panel sonrası okurların yoğun ilgisiyle karşılaşan Levent Gültekin, son kitabı "Şatafatlı Mağlubiyet"i imzaladı.