Federal Kriminal Dairesi ( BKA) G 20 zirvesinde aralarında Türkiye kökenli gazeteci Adil Yiğit’in de bulunduğu 32 gazeteciyi 'güvenlik gerekçesi' ile toplantılara almamıştı. Alman Federal Kriminal Dairesi Adil Yiğit’ten özür dileyen kişiye mahsus bir mektup gönderdi.

BKA tarafından Yiğit’te gönderilen mektupta‚ "yaşanılan bu tatsızlıktan dolayı özür diliyoruz. Haksız yere basın kartınız G20 zirvesinde iptal edildi" denildi.

Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert'in Hamburg'daki G20 Zirvesi’ni izlemek için başvuruda bulunan 5 bin 101 gazeteciden 32’sinin akreditasyonun "güvenlikle ilgili kaygılar" nedeniyle iptal edildiğini duyurmuştu.

Alman basını ise akreditasyonu iptal edilen 32 gazeteciden dördünün Türkiye'nin Güneydoğusu'nda çalışan gazeteciler olduğunu ileri sürdü. Gazete bu dört gazeteciden ikisinin foto muhabir olduğunu, ve 2014 yılında Diyarbakır'da kısa süreli gözaltına alındıklarını kaydetti. Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin söz konusu gazetecileri "casusluk ve provokasyon" iddialarıyla gözaltına aldığı belirtildi. Gazete, listede adı bulunan 32 gazetecinin çoğunun bu tür bilgiler ışığında "Kara Liste"ye girdiğini ileri sürmüştü.

ZİRVEYİ İZLEYEMEYEN GAZETECİLER KONUYU YARGIYA TAŞIMIŞTI

Zirveyi izleyemeyen gazeteciler Alman Federal Basın Dairesi hakkında şikayette bulundu.

Berlin İdare Mahkemesi'nden yapılan açıklamada 6-7 Temmuz tarihlerinde Hamburg'da düzenlenen G20 Zirvesi öncesi güvenlik gerekçesiyle akreditasyonu iptal edildiği için şikayette bulunan 9 gazetecinin, iptal kararının yasalara uygun olup olmadığının tespit edilmesini talep ettiği belirtilmişti.

Avrupa Postası adlı haber sitesinin Genel Yayaın Yönetmeni gazeteci Adil Yiğit  konuyla igili şunları söyledi: ‚

'7 ve 8 Temmuz 2017 tarihleri arasında Hamburg'da gerçekleşen G20 Zirvesi toplantılarını izlemek ve haber yapmak için önceden Berlin merkezli Bundespresseamt'a akreditasyonumu yaptırmıştım. İlk gün toplantıların düzenlendiği Hamburg Fuar Alanı'na sorunsuz girmiştim. İkinci gün ise Federal Kriminal Dairesi (BKA) talimatıyla hareket eden polislerin keyfi engeliyle karşılaştım. Aralarında benim de bulunduğum "sakıncalı gazetecilerin" isminin yazıldığı iki sayfalık bir liste ile kapıda bekleyen polis görevlileri "güvenlik gerekçesini" (Sicherheitsbedenken) ileri sürerek toplantı alanına girmemi engellemişti.

Konuyla ilgili olarak Alman Gazeteciler Cemiyeti (Berlin) ile üyesi olduğum Ver.di sendikasının avukatları karşı dava açmıştı. BKA'nın geçtiğimiz perşembe günü bana gönderdiği mektupta yazılan 'yanlışlık sonucu' ve 'çok üzgünüz' cevabıyla, yaşanan mağduriyet için resmen özür dilenmiştir.’

Yiğit ‚ konuya suskun kalan Alman Başbakanlık Basın Bürosu'na karşı açtığımız davayı da kazanacağımıza inanıyorum. Bunların arkasında MİT’in olduğuna inanıyorum. MİT ile Alman İstihbaratı koordinasyon içindedir. MİT- Alman İstihbaratı işbirliği çeşitli siyasilerce de dile getirilmiş hatta soru önergeleri verilmiştir. MİT ile Alman İstihbaratı hangi çerçevede işbirliği yapıyor? İstihbaratlararası işbirliğinin yasal çerçevesi nedir? Bütün bu konulara Alman hükümeti açıklık getirmelidir’ dedi.

Süheyla Kaplan / Almanya