DİDF Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:


“22 Eylül’deki genel seçimlerden bu yana Hıristiyan Demokratlar ile Sosyal Demokratlar arasında yürütülen görüşmeler tamamlanmış görünüyor. SPD üyelerinin de olur vermesi durumunda, önümüzdeki dört yıl boyunca yerli ve göçmenleri etkileyecek politikalar hayata geçirilmeye başlanacak. Görüşmeler öncesinde SPD’nin asgari ücret ve çifte vatandaşlık başta olmak üzere bir çok alanda verdiği vaadi yerine getirmediği, bu nedenle anlaşmanın altında SPD’nin değil, CDU/CSU’nun imzasının olduğu anlaşılıyor.


SPD tarafından pazarlık konusu yapılan saat başı 8.50 Euro’dan asgari ücret ancak 2015’ten sonra yasallaşacak. Şu anda asgari ücretin altında olan toplu sözleşmeler 2016 yılına kadar uygulamada kalacak. Bu demektir ki, 2017’deki genel seçimlere kadar asgari ücret konusunda somut bir adım atılmayacak. Staj ve meslek eğitimi yapan gençler asgari ücretin dışında tutuldu. Daha önce tekel menajerlerinin sınırlandırılacağı konusunda varılan anlaşma son anda devre dışı bırakıldı. Yani, SPD tarafından büyük bir propaganda malzemesi yapılan asgari ücret, ancak bir dahaki genel seçimlere bir yıl kala, o da belli şartlar çerçevesinde uygulanabilecek. Eğer, uzlaşmaya olduğu gibi sadık kalınırsa. Bu demektir ki, miktarı düşük olmakla birlikte, Almanya’da milyonlarca emekçinin ihtiyacı olan asgari ücret zamana yayılarak, işyerlerinin durumu gözetilerek hayata geçirilecektir. Bu haliyle asgari ücret, düşük ücretli işlerde çalıştırılmak zorunda bırakılan milyonlarca emekçi için bir derde deva olmayacaktır.


Benzer bir durum çifte vatandaşlık için de geçerlidir. Başından beri sanki Alman vatandaşlığına geçen herkese çifte vatandaşlık hakkı verilecekmiş şeklinde sunulan öneri gelinen aşamada Opsiyon Modeli’nin kaldırılmasıyla sınırlı kalmıştır. Elbette, günümüz gerçeklerine uymayan Opsiyon Modeli’nin kaldırılması olumlu bir gelişmedir. Ancak bu, Almanya’da doğmayan, çifte vatandaşlığın olmaması nedeniyle Alman vatandaşı olma konusunda tereddüdü bulunanların sorununa bir çözümün bulunduğu anlamına gelmiyor. Dolayısıyla, çifte vatandaşlık tartışması ve sorunu bundan sonra da devam edecektir.


Bu iki konunun dışındaki konularda da üzerinde varılan anlaşmalar benzer şekilde olmuştur. Sosyal adaletin sağlanması, sosyal alanlara daha fazla bütçenin ayrılmaması, zenginlerden daha fazla verginin alınmasına yanaşılmaması gibi pek çok uygulama, Almanya’da adaletsizliğin önümüzdeki dört yıl içinde de devam edeceği anlamına geliyor.


Bu nedenle önümüzdeki dört yıl içinde büyük hükümete karşı sosyal adalet ve eşit haklar temelindeki mücadelemiz devam edecektir.”