İrfan Erdoğan/ Bochum...

 

Sabah saat 9.00´dan itibaren yaşadıkları şehirlerde otobüs ve trenlerle Bochum ve başkent Berlin´de bir araya gelen binlerce yerli ve göçmen emekçi genel seçimlerin arifesinde Almanya federal hükümetine ve politikalarına anlamlı bir mesaj vererek artık yeter diyerek uyardılar...

 

Saat 11.30'da Bochum şehrinin üç ayrı yerinde; Merkezi tren istasyonundaki Massenbergstraße'de, Jahrhunderthaus'ta ve Schau-spielhaus'ta buluşan yerli ve göçmen emekçiler burada Bergbau-Museum'a yürüyerek müzenin önündeki toplanma alanında bir araya geldiler.Burada yerli ve göçmen emekçilere hitaben yapılan konuşmalarda şunlar söylendi.

 

 " Avrupa çapında koordineli olarak hayata geçirilecek servet vergisi ve bir kerelik ödenecek servet harcı! Dünya çapında vergi kaçakçılığı ve vergi cennetleri ile kararlı mücadele! talep ediyoruz. Eğitim, bakım, sağlık, toplum, daha iyi kamu hizmetleri, sosyal konutlar ve ekolojik enerji dönüşümüne daha fazla para ayrılmasına ihtiyacımız var. Borçların kapanması ve yoksullukla mücadele için daha fazla mali esnekliğe ihtiyaç duyuyoruz. En önemlisi toplumsal dayanışmaya ihtiyacımız var!

 

Okul ve üniversiteler virane durumunda. Kütüphane ve yüzme havuzları kapatılıyor. Yaşlı ve hastaların bakımında onur kırıcı tasarruf baskısı egemen. Birçok bölgede anaokulu eğitmeni açığı var.

Ulaşım, enerji 
dönüşümü ve sosyal konut yapımına para ayrılmıyor. Eğer sadece tasarruf politikası ile yönetilir ve biçimlendirme olanağı neredeyse tamamen ortadan kalkarsa demokrasi tehlikeye girer. Almanya´da bugün her yedi çocuktan biri Hartz IV'e (Almanya'dakı sosyal yardımla geçinenler için yasa)  muhtaç durumda yaşıyor.


Milyonlarca insan düşük ücretli işlerde çalıştırılıyor, düşük emekli maaşları yaşlılıkta yoksulluğa neden oluyor. Bu durum toplumsal birliğimizi yerle bir ediyor. Sonucun nereye varacağını ABD'den öğrenebiliriz; yoksul varoşlar, yüksek suç işleme oranı ve demir teller ve alarm cihazlarıyla donatılmış zengin semtleri...Kamu kasaları boşaltıldı.

 

Bunun sorumlusu son 15 yılın hükümetleridir. Başlangıçta zenginlere ve tekellere verilen vergi hediyeleri daha sonra da banka ve yatırımcılar için dev kurtarma paketleriyle memleket soyuldu. Sonra da salya sümük aglanarak memleket batıyor edebiyatı yapıldı...

 

Halbuki yeteri kadar para var: Belediye bütçelerinde 2 trilyon Euro'luk açık var ama özel şahısların elinde

10 trilyon Euro toplanmış durumda. Ama mali krizin faturası zenginlere değil yoksullara kesiliyor. Avrupa çapında emekçiler ücret ve sosyal haklardaki kısıtlamalara maruz bırakılmış durumda. Zenginlerin servetine ise dokunulmuyor ve ekonomik krizlere rağmen servetleri gün be gün artıyor. Onun için diyorz ki zenginlik vergilendirilsin. Adil paylaşım istiyoruz artık...

 

Yaklaşık 3 saat süren miting çoşkulu sloganlarla sona erdi...