Haber Merkezi

Bu pislik herifin SPD'de ne işi var? 
Warum darf dieser Stinkstiefel noch SPD-Mitglied sein?

Alman Bild Gazetesi, 12 Eylül 1980 darbesi döneminde "cinayet suçundan" yargılanmamak için Avrupa'ya kaçan Ozan Ceyhun'a, "Pislik adam" ve "Ceyhuhn" diyerek "Tavuk" yakıştırması yaptı.
Almanya'ya yerleşince, önce Yeşiller'de politika yapan, ardından SPD'ye geçen ve hep farklı yöne dönmeyi başarın Ceyhun'un, son olarak Başbakan Tayyip Erdoğan'a danışman olduğunu belirten gazete, "Tayyip Erdoğan'ın danışmanı ve SPD üyesi Ozan Ceyhun, buradan Alman politikacılara kızıyor" dedi.

SPD DEMOKRASİYİ İŞLETSİN


Ceyhun'un Hessen Eyalet temsilcisi olarak görev yaptığını belirten gazete, Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir'e, Gauck'u savunduğu için sert çıktığını belirtti.
Hessen Eyaleti Hıristiyan Demokrat Parti Genel Sekreteri Manfred Pentz,'in, "Anladığım kadarıyla SPD'nin şefi Thorsten Schaefer-Gümbel, kasıtlı olarak bu konuya bakmamaya çalışıyor. Öncelikle kendi evine demokrasi kurallarını getirmesini öneriyorum" dedi.

CEYHUN: DOĞAN'IN ORTAĞI BİLD

Ozan Ceyhun ise bu saldırılara, "Doğan Medya ortağı Bild'in bana yönelik, kelimenin tam anlamıyla ırkçı saldırısı karşısında DM yazarları bakalım tepki verecek mi?" diyerek, olayı saptırmaya ve başka yönlere çekmeye çalıştı. Ceyhun ayrıca, eski dostu Özdemir'den destek istedi.

Ceyhun ayrıca, hem CHP'nin hem de Kıbrıs'takilerin sert tepkilerini çekmiş ve kendi sırtlarından politika yapmakla suçlanmıştı. CHP'nin Avrupa örgütleri de Ozan Ceyhun'u, "Bu nasıl sosyal demokrat?" diyerek SPD'ye şikayet etmişti.

OZAN CEYHUN'DAN KENDİ KÖŞESİNDE TEPKİ

Kıbrıs'ta Hurhaber sitesindeki köşesinde duruma sitem eden Ozan Ceyhun şunları yazdı:

Benim Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’a ya da Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir’e “hakaret ettiğim” yalanlarını da ekleyerek resmimi yayınlarken bu gazeteyi okuyan “aşırı sağa kesime de” beni “hedef” olarak sundular.

Üstelik bu üç gazetede bir de “utanmadan” üyesi olduğum ve çok sayıda seçim kampanyasında çok katkım olan partim “SPD’den atılmamı” talep ettiler.
Şimdi size soruyorum: “Türkiye’de demokrasi yok” diyen bu yayın organlarının sadece bana yönelik yazdıklarını alıp inceleyecek olursak aynayı kendilerine çevirmemiz doğru olmaz mı?

(...) Ayrıca “Türkiye’yi şikayet eden” Kemal Kılıçdaroğlu’nu öven gazetelerin bana yönelik “linç” kampanyası ise gururlandırıyor beni!