Amerikan istihbaratının Almanya dahil müttefik ülkeleri gözetleme faaliyetleri ile ilgili tepkilerin sürdüğünü hatırlatan Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, Nazi rejimi ve ardından Demokratik Almanya Cumhuriyeti tecrübesini yaşayan Almanlar’ın ABD'nin casusluk girişimine kızgın olduklarını aktardı. Almanlar’ın görüşünü yansıtan anket, Stern dergisi tarafından yapıldı. Ankete göre, katılımcıların yüzde 80'i hükümetin bu casusluk faaliyetlerinden haberdar olduklarını söyledi.  Başbakan Angela Merkel, tepkiler üzerine Amerikan istihbarat birimleri ile sürdürülen işbirliğini savunurken eski Doğu Alman istihbaratı ile yapılan karşılaştırmaları reddetti. Almanların dinleme-gözetleme faaliyetlerine yönelik tepkilerinin ardında tarihsel hassasiyetlerin yattığı ifade edildi. Ankete katılan, her 5 kişiden 4'ü Başbakanı Angela Merkel'in bu teslimiyetten artık vazgeçmesini ve duruma el koymasını istedi.

1983’TEKİ DİRENİŞ

Almanya'da hükümetin, kişilere ait özel bilgileri de içeren bir nüfus sayımı gerçekleştirme planı 1983 yılında ülke çapında bir direnişe dönüşmüştü. Hükümet, nüfus sayımı çerçevesinde reşit herkesten ikamet, medenî hal ve meslekî durumları gibi kişisel bilgiler içeren form doldurmasını istemesi üzerine düzenlenen protesto gösterilerine toplumun her kesiminden büyük destek verilmişti.

Edward Snowden'ın açığa çıkardığı gözetleme skandalının boyutları göz önünde bulundurulduğunda Almanya'da 1980'lerde görülen olayın neredeyse masum kaldığı ifade edildi. Eğer eski ajanın anlattıklarının doğru çıkması halinde Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) elektronik posta ve telefonları izleyerek topladığı bilginin, bir soru formundan edinilebilecek veriden çok daha fazla olduğu ifade edildi. NSA’nın kendi vatandaşları dışında Almanya ve diğer AB ülkelerinde yaşayanların da gözetlendiği belirtiliyor.

Bremen Üniversitesi'nden Ulrich Sittermann,  bu durumun değişmemesi halinde Almanya'nın bir “gözetleme diktatörlüğüne” dönüşebileceği uyarısında bulundu.