Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri düzeltme yolunda atılan adımlar, bugünkü çeşitli Alman gazetelerinde öne çıkan yorum konuları.

Süddeutsche Zeitung gazetesi Alman meclisinin 1915 Ermeni olaylarıyla ilgili kararının ardından gerilen Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri konu alan yorumunda şu satırlara yer vermiş:

“Sembol niteliğindeki diplomatik jestleri basit birkaç cümle ile açıklamak her zaman mümkün olmaz. Devletler arasındaki ilişkilerin bir dizi kodları vardır. Büyükelçiler atanır, büyükelçiler geri çağrılır, müzakereciler bildirilerdeki kelimeler için kılı kırk yarar, Çin'de bile Almanya Başbakanı'nın Türkiye Cumhurbaşkanı'nı mı, yoksa Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Almanya Başbakanı'nı mı ziyaret ettiği önem kazanır. Formaliteden ibaret olan bu gibi güç gösterilerini aşabilen, iyi bir politikacı sayılır. Kazanan ve kaybedenler üretilir ama önemli olan uzun vadede kazanılacak başarıdır. Türkiye ilişkilerindeki başarı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın örneğin NATO'lu müttefiklerine davranışında kurallara uyduğu zaman kazanılır. Daha büyük başarı ise, Erdoğan'ın Türkiye'deki karşıtlarına davranırken hukuk devleti standartlarına uyduğu zaman elde edilir.”

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi, Almanya hükümetinin meclisin Ermeni kararını yorumlayış şeklini ele aldığı yorumunda mülteci krizinin Türkiye'ye koz kazandırdığını dile getiriyor:

“Başbakan Merkel, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önünde diz çöktükten iki gün sonra Ankara'dan olumlu haberler geldiğini açıkladı. Alman milletvekilleri IŞİD ile mücadele kapsamında uluslararası koalisyona stratejik destek amacıyla İncirlik üssünde görev yapan Alman askerlerini ziyaret edebilecek. Bu iyi bir haber. Alman silahlı kuvvetleri ‘parlamentonun' ordusu olduğu için parlamenterler gönderdikleri askerlerin hangi şartlar altında görev yaptıklarını kontrol etmek zorunda. Ancak bu iznin çıkmasında rol oynayan şartlar keyif kaçırtıcı. Bundan sonra kim bilir neler olacak? Kesin olan, Almanya ve Avrupa Birliği'nin Türkiye ile mülteci mutabakatına varmakla şantaja açık hale geldiğidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan adamakıllı yararlanıyor ve Batılı politikacılar önünde küçüldükçe o daha fazla güç kazanıyor.” DW/Derleyen: Ahmet Günaltay