Almanya’nın Leipzig kentindeki Federal Yüksek İdari Mahkeme aile birleşiminde Almanca şartıyla ilgili kararını verdi. Mahkeme, aile birleşimine Almanca şartının Türkiye ile AB arasındaki Ortaklık Sözleşmesi’nde yer alan mevcut hakların kısıtlanamayacağı maddesine aykırı olup olmadığı kararını Avrupa Adalet Divanı’na havale etti.

Şimdi Avrupa Adalet Divanı’nın kararı kesin bir sonuca bağlaması gerekecek. 

Yabancılar Yasası’nda 2007 yılında yapılan bir değişiklikle Avrupa Birliği (AB) dışından aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelmek isteyen yabancı eşlere Almanca dil bilgisi şartı getirildi. Aile birleşimiyle Almanya’ya gelecek kişinin temel düzeyde Almanca bildiğini sınava girerek kanıtlaması gerekiyor. Dil şartının uyumu güçlendirme ve zorla evlilikleri önleme amacıyla getirildiği savunuldu.

Hürriyet'ten Celal Özcan'in haberine göre, Leipzig’teki Mahkeme bu kararı aile birleşiminde Almanca şartından mağdur olan bir Türk kadınının itirazı üzerine aldı. Eşi uzun yıllardır Almanya’da yaşayan davacı Türk kadını, aile birleşimi vizesi almadan Schengen vizesiyle önce Hollanda’ya oradan da Almanya’ya eşinin yanına geldi. Kronik anemi ve şeker hastası olan Türk kadını, okur yazarlığı da olmadığı için eşinin yardımına ihtiyacı olduğunu belirterek, Mayıs 2013’te oturum izni için başvurdu. Yabancılar Dairesi başvuruyu, temel Almanca bilme şartını yerine getirmediği ve Almanya’ya aile birleşimi vizesiyle gelmediği gerekçesiyle reddetti. Yetkili İdari Mahkeme, Yabancılar Dairesi’nin kararını onayladı. Davacı Türk kadını, Almanca dil şartının Türkiye AB arasında 1970’de imzalanan sözleşmeye dayanarak, mevcut hakların kötüleştirilemeyeceği gerekçesiyle karara Federal Yüksek İdari Mahkemesi’nde itiraz etti. Federal Yüksek İdari Mahkeme yargıçları bu konuyu Avrupa Adalet Divanı’nın açıklığa kavuşturmasına karar verdi. Yüksek İdari Mahkeme, aile birleşimi vizesinin Türkiye’yle ortaklık sözleşmesinin 7’nci maddesiyle bağdaşıp bağdaşmadığına “Avrupa Adalet Divanı karar versin” dedi.