Türkiye’nin AB üyelik süreci, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Berlin ziyareti sırasında gündeme gelen önemli konular arasındaydı. Die Welt gazetesi, konuya ilişkin bir yoruma yer veriyor:

“Ağır bir krizde bulunan Avrupa için Türkiye'nin üyeliği konusu öncelikli değil. Nitekim son üye ülkelerin entegrasyonunda hatalar acı bir şekilde öğrenildi. -Yeşiller Partisi Eş Başkanı- Cem Özdemir’in de dediği gibi Erdoğan’ın kibiri AB üyeliğiyle önlenemez. AB bir değerler topluluğu, bir eğitim kurumu değil. Türkiye, ekonomik bir canlılık evresinde olabilir ancak hâlâ demokrasisi sağlam bir ülke değil. Erdoğan’ın kendisi de 2023'ü nihaî tarih olarak adlandırdı. O tarihte, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümü kutlanacak. Ancak üyelik bir hediye değildir.“

Frankfurter Rundschau gazetesi de aynı konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunuyor:

“Dış politikadaki gelişmeler de kötü. AB üyelik müzakerelerinin ne kadar güçlükle ilerlediği ortaya çıktığından beri, Türkiye, Müslüman dünyasına yönelmek için Avrupa, ABD ve İsrail'den uzaklaştı. Bu bölgesel güç çabası şu ana dek başarılı olmadı ancak yeni riskler yarattı. Türkiye daha önce sıkı işbirliği içerisinde olmalarına rağmen, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın çöküşünü isteyen ilk ülkeler arasında yer aldı. Suriye iç savaşa sürüklenirse, Türkiye'yi yeni çatışma tehdidi bekliyor çünkü daha kendi Kürt sorununu çözmüş değil.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi ise Türkiye'nin Almanya için önemine vurgu yapıyor:

“Türkiye bize yakın ancak sadece Avrupa kıtasında yer aldığı için değil. Bize yakın çünkü ülkemizde 3 milyon Türk kökenli yaşıyor. Eski vatanlarında ortaya çıkan her çatışma, yeni vatanlarına taşınıyor. Ve Almanya'daki Türk kökenlilerin korku ve endişelerini, asimilasyonun bir insanlık suçu olduğunu iddia eden Erdoğan'dan başka hiç kimse daha iyi anlayamaz. Avrupa'dan uzaklaştırılmış, demokrasi ve hukuk devleti ilkesine sırtını dönen bir Türkiye, çok hızlı bir şekilde Almanya'nın iç sorunu olacaktır.”

Hannover'den Neue Presse gazetesi ise ABD'yi vuran Sandy kasırgasına ilişkin bir yoruma yer veriyor:

“Evleri yeniden inşa etmeye, elektrik dağıtımını yeninden düzene sokmaya ve sular altında kalmış sokakları yenilemeye başlayacaklar. Ancak bunu şimdiye kadar yaptıkları gibi yapacaklar: Ucuz inşaat malzemeleri, kibrit çöpü gibi kırılan ahşap elektrik direkleri ve sadece geçici olarak onarılan sokaklar… Ayrıca artık eskimiş nükleer enerji santralleri de yeniden çalıştırılacak. Bazen ABD'nin iyimserliği kaderciliği hatırlatıyor.“ © DW