Sevgili okuyucular,

Yazımın bu bölümünde, Alevilerin tartışma platformu yaratarak, kendi sorunlarını kendileri ve alevi dostlarıyla, gönüldaşlarıyla tartışmalarını konu almaya çalışacağım. Aleviler, Alevi kurumları, gerek Avrupa’da ve gerekse de ülke zemininde, tartışmaları organize ederek sağlıklı bir sonuca varacak olgunluğa sahiptirler.

Neden bir tartışma platformuna ihtiyaç vardır. Neleri, hangi sorunları tartışacağız? Aleviler, alevi kurumları, ülke zemininde siyasal bir güç olmak zorundadırlar. Süregelmiş olan farklı siyasal güçlerin partilerin gölgesinde kalarak, farklı siyasal partilerin arka bahçesi görünümü vererek, ulaşmak istedikleri hedeflere ulaşamazlar.

Süregelmiş, var olan partileri takip etmek, arkalarına takılmak, onlarla yetinmeye çalışmak, Alevileri var oldukları konumlarından daha ileri taşıyamaz. Aleviler bir ezberi bozarak, kendi bağımsız siyasal duruşlarını sergileyecek ve kendilerini iktidar perspektifi ile donatarak, bu hedefe taşıyacak kurumsal kimliklerini yaratabilirler.

Bahaneler, aslında yorgunluğu, bezginliği ve miskinliği ifade eder. Türkiye politik arenasında yeterince, ‘parti ve kurumlar var’ bunlar zaten, ‘iktidar perspektifine sahipler’ yenisine, ‘ne gerek var’ tartışmaları, Alevilerin yaratacakları sinerjiyi kavramayanların ruh halidir.

Bugün iktidar sahiplerinin, AKP ve İslamcı çevrelerin, bir dönemler hayal bile etmedikleri ve Türkiye cumhuriyeti devletini tümüyle kuşatan, ‘azimlerini’ iyi algılamalıyız. Unutmayın, bazen düşman dan da, öğreneceğimiz bir şeyler olmalıdır.

Aleviler, kendilerini sadece yönetilenler olarak konumlandırmaları doğru değildir. Alevlerin bu ülkeyi yönetebileceklerine, ilk önce kendileri inanmalıdırlar. Ben Alevilerin bu ülkeyi bugüne kadar yöneten, Kemalist ve İslamcı kadrolardan daha iyi yöneteceklerine inancım sonsuzdur.

Her şeyden önce, alevi inancı, felsefesi, edebiyatı, sosyolojik ve siyasal birikimleri, ülkemiz Türkiye’de, halklarımızın, bütün toplumsal katmanları barış ve kardeşlik içinde yönetebilecek olgunluğa sahiptirler. Alevilerin yönetebilecekleri bir ülkede, laiklik, demokrasi kurum ve kurallarıyla etkin olacaktır. Emek kendini açlığın, sefaletin girdabından kurtaracak en saygın yerde olacaktır. Kadınlar sürekli olarak horlanmayacak, ikinci sınıf, süs eşyası olarak görülmeyip, yeri geldiğinde katledilmeyecekler. Alevi kültürü, geleneği kadını baş tacı yapmaktadır.

Farklı inançlar kendini özgürce ifade edecek, çağımızın gereklerine uygun olarak güçlenip serpileceklerdir. İnançların farklılığı zenginlik olarak görülecek, sekuler bir yaşam için güvence sağlanacaktır.

Farklı uluslar, ulusal azınlıklar kendilerini rahatça ifade edip, kendi ana dillerinde eğitim, öğretim yoluyla dillerinin gelişmesi ve küresel ölçekte yerlerini almaları teşvik edilecektir. Kendi kültürleri ifşa ederken, mozaik toplumun bir bileşeni olarak algılanacaktır.

Kültür, edebiyat, sanat, spor, sağlık kendini özgür bir ortamda, halkalar için, toplumsal katmanlar ve genel olarak insanlık için değer yaratmak kapsamında yapılacaktır. Alevi inancının, felsefesinin özünü oluşturan, ‘benim kâbem insandır’ merkezine insanı koyan anlayışa dayalı bir yönetim, ezilen ve sömürülen, horlanan, ötekileştirilen tüm insanların ortak değerleri olmaya aday bir yönetimdir.

Neden başarılı olmasın. Neden insanlığın umudu olmasın. Neden Türkiye toplumsal güçlerinin dikkatlerinden kaçsın. Aleviler bi toprakların en kadim, yerleşik topluluklarından bir tanesidir. Bu realiteleri çoğaltabiliriz.

Şimdi soralım? Aleviler bu kadar derinliklere sahip olmalarına rağmen, neden bir ülkeyi yönetemesinler? Öyleyse neden, aleviler iktidarı hedefleyen bir perspektif ile hareket etmeyi, kendilerine, ‘çok’ görsünler? O zaman yapılacak bir tek şey kalmaktadır. Alevileri iktidar perspektifi ile donatacak, iktidar hedefine yöneltecek, bir kurumsal kimliğe ihtiyacımız var.

Bu kurumsal kimliği yaratacak olan Alevilerin kendileridir. Bu kurumsal kimliğin ortaya çıkması ve ayakları üzerinde durması için, alevi kurum ve yöneticilerinin, kanaat önderlerinin, kadrolarının ortak bir platformda tartışmaya ihtiyaçları vardır.

Aleviler, ihtiyaç duydukları kurumsal kimliği ifade eden organizmayı, tartışarak, ince eleyip sık dokuyarak elde edebilirler. Bu tartışma ortamı yaratılabilir. Eli kalem tutan, ağzı laf yapan, canlarımız tartışma platformunu yaratmak için çaba harcayarak, bu tartışmaya katılmalı, sürece katkı sunmalıdırlar.

Bir noktanın altını çizmede yarar var. Bu tartışma platformunun amacı, alevi inancının siyasallaşması değildir. Alevilerin siyasal hayata müdahil olmalarının yolu açmaktır. Alevilerinde yönetim kademelerinde yer alacakları ve ülkemizin kaderini değiştirebileceklerini, ‘dosta- düşmana’ ilan etmek, göstermektir.

Tüm canlarımız, Alevileri nasıl iktidara taşıyabiliriz. Sürekli olarak alışılagelmiş, yönetilmek duygusunu bir kenara iterek, artık bizde yönetebiliriz duygusunu, Alevilere aktarmak durumundayız. Bu yol zor ve meşakkatli bir yoldur. Bu yolda önümüze engeller çıkaranlarda olacaktır. Özellikle düzen partileri bu tartışmalardan rahatsız olacaklardır. Çünkü aleviler üzerinden elde ettikleri imtiyazlarını kaybedeceklerdir.

Bize düşen görev, tartışmaları alabildiğince tabana yayarak, verimli, olgun, geri dönüşü olan, tartışmaları organize etmektir Tüm canları bu tartışmaları verimli kılmaya çağırıyorum!

Canlar öyleyse, aşk ola! Hızır yoldaşımız ola!

23 Şubat 2015

Face:aliekber.pektas