Tutuklanmalar...

Katliamlar...

Kürt halkına karşı top yekün savaş...

15 Temuz FETÖ’nun darbe girişimi bahane edilerek işten atılan onbinlerce insan...

Tıklım tıklım muhalif dolu hapishaneler...

Vatanı Terör ve IŞİD’tan koruma bahanesiyle Suriye batağına sürülerek ölüme gönderilen ve peş peşe gelen asker cenazeleri...”şehitler ölmez, vatan bölünmez” edebiyatıyla avutulan toplum...

Barış istedikleri için üniversitelerden kovulan akademisyenler, “vatan haini” diye tutuklanıp susturulmak istenen yüzü aşkın muhalif gazeteci...Sultan'a çanta taşımadıkları için işten atılan yüzlerce işsiz gazeteci...

İşlevi olmayan bir meclise göstermelikte olsa yeni bir anayasa yapma girişiminin dayatılması....Bir tek kişiye göre biçilmekte olan sultanat yasası’nın terziliğinin terzi Devlet’e verilmesi....

Sultan'a itaat etmediklerinden dolayı demokrasi adına tutuklanan milletvekilleri....

Kürt il ve ilçelerinde görevinden alınarak tutuklanan Belediye Başkanları....

Yargı bağımsızlığı adı altında yok edilen yargı...bu arada işten atılan hakim ve savcıların sayısı binleri buldu...

Kayyum atanarak yandaşlar arasında paylaşılan işletme ve üniversiteler...

Ve sayılamayacak daha birçok olay....dipsiz ve kranlık bir kuyuda aydınlığı arayan bir toplum...giderek umudunu yetirenler gün be gün çoğalmakta....

Giderek yoksullaşan ve ekonomisi batma noktasında olan bir ülke....”Denize düşen yılana sarılır”....Putin kurtarıcı olarak beklemede....

Yurtdışına giderek artan sayıda beyin göçü...son iki yılda yüzbini aşkın insan ülkeyi terk etti...Bir dönemler beyin göçü olarak Almanya’dan Türkiye’ye gidenlerin geriye dönüşü.Son iki yılda (2015 -2016) Almanya’ya dönenlerin sayısı doksan binin üzerinde....

Ve ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldıklarından son bir yılda Avrupa’da siyasal mülteci olarak başvuruda bulunan binlerce kişi...bu sayı her geçen gün artmaktadır....

Avrupa ve dünya’da giderek izole edilen bir ülke...

Yaratılan korku imparatorluğunda giderek tekleşen ve tüm erklerin bir kişinin denetiminde toplandığı kuvvetler birliği.....

Ve topluma mutlu günler ve refah içinde mutlu bir ülke vaad eden Sultan ve vezirlerinin televizyon ekranlarında gün boyu verilen nutukları...

Onlarca gazete ve televizyon kanalları kapatılarak yaratılan besleme siyah beyaz havuz medyası...

Olup bitenleri saymaya yetmiyor sayfalar.....

Kısacası: 2016 yılını geride bırakmaya bir kaç gün kaldı.

Bu bir kaç gün içinde yüzlerce insan daha tutuklanıp zindanlara tıkılacak...

Suriye ceheneminden sayısı bilinmesede yeni cenazeler gelecek. Çoğu yoksul aile çocukları olan bu gencecik fidanlar bir tek kişinin sultanlığı uğruna toprağa düşerek, geride yüreği ağlayan anne ve babalar bırakıp 2017 yılını görmeden gidecek.

Vatan ise bahane. İşten atılan yüzbinlerce işsize yeni katılımlar kapıda. Binlerce insan facebook veya twitter’de yazdıkları bir yorumdan dolayı soruşturmaya uğrayacak...

Yüzbinlerce insan gecenin karanlığında kapılarının polis tarafından kırılıp her an alınıp götürülme korkusu içinde yaşıyacak....

Mecliste sultanlık yasası kavga gürültü içinde komisyonlardan madde madde geçirilip topluma işleyen bir parlemento görünümü sonulacak...Elbise biçilmeye başlandı... Devlet terzi iğne iplik elinde “mevzu bahis olan vatan ise, gerisi teferruattır” sözleriyle Baştepe’de yaptığı yemin gereği çalışmaya başladı...taraftarları ise suskun, izlemekte.....

Kısacası

2016 zifiri karanlıktı. 2017 daha da karanlık olacak...

Sultan OHAL (Olağanüstü hâl) ve KHK‘ lerle (Kanun Hükmünde Kararnameler) savaşa devam edecek....

Ve “Pax Populi” latince’den tükçeye çevrildiğinde halk barışı veya toplumsal barışı nasıl ve kimlerle sağlayacağız ömüzde bir soru olarak durmaktadır...

28.12.2016